ATATÜRK'ÜN DÜŞÜNCE SİSTEMİNDE TÜRK DİLİNİN YERİ

21 Temmuz 2008 Pazartesi

Türk milletinin bağımsızlığı ayakta tutacak ve varlığını sonsuza ulaştıracak değerler kültür değerleridir. Onun için Atatürk'ün fikir sisteminde kültürün ve milli kültürün önemli bir yeri vardır.Bu yer en veciz ifadesini,onun çeşitli vesilelerle dile getirdiği: "Milli kültürün her çığırda açılarak yükselmesini Türk Cumhuriyeti'nin temel direği olarak temin edeceğiz."; "Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür.", "Milli kültür en yüksekte göz diktiğimiz idealdir. " sözlerinde bulmuştur.

Milli kültürün temel direklerinden biri de dildir.Bir toplumda sosyal yapıyı şekillendiren bütün değerler dil hazinesine aktarıldığı için,bir milletin kültürü onun dilinde yaşamakta ve bu ortak değerler bir kuşaktan ötekine ancak dil yolu ile aktarılarak devam ettirilmektedir.Bu bakımdan dil ile sosyal yapı ve o sosyal yapıyı şekillendiren kültür arasında ayrılmaz bir bağ vardır.Atatürk'ün düşünce sisteminde bu bağ sosyoloji ve dil gerçeğine uygun olarak şu sözlerle dile getirilmiştir: "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk halkı Türk milletidir.Türk milleti demek Türk dili demektir.Türk dili,Türk milleti için kutsal bir hazinedir.Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlakının,an'a nelerinin,hatıralarının, menfaatlerinin;kısacası bugün kendi milletini yapan her şeyinin dili sayesinde muhafaza olunduğunu görüyor.Türk dili Türk milletinin kalbidir,zihnidir."

Dilin kültürün emrinde bir vasıta olarak devam edebilmesi,sürekli olarak sosyal yapının ortak gelişme şartlarına ayak uydurarak yol alabilmesine bağlıdır.Oysa,Anadolu'da kurulup gelişmiş olan Oğuzca temelindeki Türk yazı dilinin,XV.yüzyıldan sonra ortak dil ve medeniyet dilleri olan Arapça ve Farsça'nın yoğun istilasına uğrayarak, Osmanlıca dediğimiz üçlü melez bir dil haline dönüştüğü hepimizce malumdur.

Cumhuriyet'ten sonra ise Atatürk'ün Türk diline yaklaşımı öncekilerden farklıdır.Niteliği bakımından eskilerden ayrılan önemli özelliklere sahiptir.Çok yönlü ve kapsamlıdır.Devlet felsefesine ve milli kültür politikasına paralel sağlam bir fikir temeline dayanır.Bu bakımdan dil inkılabı,milli kültüre sağlıklı bir gelişme yolu çizme atılımı içerisindedir.

Atatürk'ün dil inkılabıyla ulaşmak istediği ana hedef dile kelime türetme imkanları bakımından işlerlik kazandırmak,Türkçe'yi işlek ve zengin bir dil durumuna getirebilmektir.Bundan ötürü dil inkılabıyla gerçekleştirilmesi planlanan hedefler şunlardır:

1)Dilimizin,melez bir zümre durumundaki Osmanlıcanın hala devam edegelen ve Türkçe'ye zarar veren unsurlarından ayıklanması,

2)Böylece,aydınların dili ile halk dili,konuşma dili ile yazı dili arasındaki,Osmanlıca dolayısıyla ortaya çıkan açıklığın kapatılması,dile millet varlığı içinde birleştirici ve bütünleştirici bir nitelik kazandırılması,

3)Bu yolla aydınlar ve halk arasındaki kültür kopukluğunun ve yabancılaşmanın giderilmesi ve kültürün geniş bir tabana yayılması,

4)Türk diline kendi yapı ve işleyiş özelliklerine uygun bir gelişme yolunun çizilmesi,

5)Türkiye Cumhuriyeti'ndeki eğitim-öğretim birliğine paralel olarak,öğretimin,milli terbiyenin gerekli kıldığı bir dile sahip kılınması,

6)Türk dilinin kaynaklarına inen araştırmalara ağırlık verilerek aslındaki güzellik ve zenginliklerin ortaya konması,böylece dünya dilleri arasındaki değerine yaraşır bir seviyeye getirilmesi,

7)Bilim ve teknik dilinin Türkçe'ye dayalı bir terim sistemine sahip kılınması.

Türk dili konusundaki bu ölçüler zamanla daha sonra açılan üniversitelerimizde de benimsenmiş bulunuyor.Türk dili araştırmalarının bugün ulaşmış olduğu merhale,başarısını her şeyden önce,Atatürk'ün Türk diline vermiş olduğu bu özel değerlere borçludur.





Prof. Dr Zeynep KORKMAZ





Bu makalenin tamamını görmek için:

http://turkoloji.cu.edu.tr/YENI%20TURK%20DILI/korkmaz_01.pdf





www.tdtkb.org

0 yorum: